2 Ağustos 2012 Perşembe

Bayram Süresince Beslenme


bayram

Alışveriş, hediyeler, son iftar sofraları, son teravih namazları derken bayram kapımıza dayandığında. Büyüklerin gönlünü almayı, miniklerin kalbini fethetmeyi planlıyor olabilirsiniz belki, peki kendinizi hiç düşündünüz mü? Bayramda nasıl giyineceğiniz hakkında değil ama sağlığınız için endişeleniyoruz.



Malesef toplum olarak düştüğümüz yanılgılardan biri de Ramazan Bayramı’dır. Bizim, Şeker Bayramı olarak da adlandırıyor olmamız aslında durumu çok açık izah ediyor. Misafir ağırlamayı çok seven yapımız gereği, hemen her evde bayram sofraların nasıl olacağını tahmin etmek çok kolay. Gelsin börekler gitsin baklavalar, aman canım çocuk çok sevdi alsın iki tane daha ne olacak ki denip uzatılan şekerlikler… Geleneklerimize dayalı tüm bu detaylar çok keyifli olmakla birlikte, vücudumuzun buna ne kadar tahammül edebileceğini hiç düşündünüz mü?



Ramazan ayı boyunca uzun saatler aç kalmaya alışan ve dengesini iki öğün beslenme üzerine yeniden kuran metabolizmamız, bayram süresince fazla miktarda tüketilen hamur işleri ve tatlılar yüzünden bir anda altüst oluyor. Özellikle kadınların metabolizması erkeklerden daha yavaş çalıştığı için kadınlar, çok hızlı kilo almak ve şeker dengesinin bozulması hususunda erkeklerden daha fazla risk altındalar.

Beslenme uzmanları, oruçtan çıkan vücudun yukarıda anlattığımız nedenlerden ötürü bir geçiş süreci yaşayacağı ve aynı nedenlerle mide-bağırsak sistemi ile ilgili ciddi sorunlar yaşanabileceği konusunda hepimizi uyarıyor. Yaşanabilecek sağlık problemlerini minumuma indirmek, hatta tamamen ortadan kaldırmak ise çok kolay. Çikolata, baklava, kadayıf gibi yağ ve şeker oranı yüksek tatlılardan mümkün olduğunca uzak durup onların yerine sütlü tatlılar tüketmek listenin en üst sırasında yer alan çözümlerden biri. Neden bayramda da güllaç ikram etmeye devam etmiyoruz ki? Su tüketimini günde 8 bardağın altına düşürmemeli, enerji kaybımız normalden fazlaysa bu tüketimi arttırmalıyız. Yemeklerde ise sebze-meyve ağırlıklı beslenmeye bayram boyunca da özen göstermeliyiz.



Bayramda oruç tuttuğumuz için sadece kendimizi kollamamız yeterli değil. Kendilerini kollamaya henüz alışık olmayan minikleri daha büyük tehlikeler bekliyor, ne de olsa gerçek şeker canavarları onlar. Beslenme uzmanları, şeker ve çikolatanın çocuklara tamamen yasaklanmasını doğru bulmuyor ancak kontrol altında tutulması gerektiğinde de hemfikirler. Peki doğru oranlar nedir? Çocuklarımızın ne kadar şeker tüketmesine göz yummalıyız?



Yaş gruplarına göre farklılık gösterse de, bir çocuğun günde tüketmesi gereken şeker miktarı ortalama 50-60 gram kadardır. Beş-altı adet lokumun 100 gram, bir madlen çikolatanın 10 gram, dört-beş yemek kaşığı reçelin 100 gram olduğundan yola çıkarak bu basit hesabı her anne babanın yapabileceğiniz düşünüyoruz. Bırakın çocuklar bayramın tadını çıkarsınlar. Ancak dengeyi bozmamaları için elimizden geleni de yapalım. Gün içinde bir sürü şeker ve çikolata tüketeceğine emin olduğumuz küçüklerin bayram sabahı kahvaltı sofrasından reçeli uzaklaştırmak bir başlangıç olabilir. Ne de olsa bu enerjiyi fazlasıyla alacaklar.



Herkese şimdiden şeker tadında bir bayram diliyoruz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder